26 Mart 2009 Perşembe

İHTİMALDIŞI *

Hani, asansörü çağırırsın, gelmez. Sabırsızlanırsın. Gözlerin göstergeyi takip eder. Sabırlanırsın, yine de beklersin, elinden bir şey gelmez, yapacağın ne var ki?
Düğmeye sık sık basarsın. Bilirsin bu şekilde gelmez. Gelmesi için belli süresi vardır. Çıkacak ve içindekileri boşaltacak, eğer tutan olmazsa artık isteğine cevap verir.

İnsanoğlu sabırsızdır. Bekleyeceği birkaç dakikayı geçmez. Ömrü boyunca binlerce saati, milyonlarca dakikayı boş yere harcar da, burada bir kaç dakika beklemek zoruna gider.

Derken beklenen süre dolar, kabinin alt kısmı görünür. Kat seviyesine inmesi kalmıştır bir, bir de “ben geldim, açınız,” anlamında ‘tık’ sesi.
‘Tık’sesi duyuldu ve kapıyı açmak üzere elinizi hareket ettirdiniz. Kapı kendiliğinden açıldı. Hayır, içindeki kapıyı itti ve beklemediğiniz bir zamanda, beklemediğiniz biriyle burun buruna geldiniz.

Korktunuz.

İstemdışı bir korku bu. Beklenmeyenin akabinde gelen bir korku.

Bilmiyordunuz içinden yabancı birinin çıkacağını.

(Aslolan hiç te düşündüğünüz gibi değil. Yeryüzünde yabancı diye biri yok. Hele yaşanan muhitte böyle birinin olması ihtimal dışıdır.) Bilmiyorsunuz, asansörü çağırdığınızı sanıyorsunuz, hayır o asansörü siz çağırmadınız.

İşte böyle oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder